Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

susmayın, susturmayın

 Günümüzde artık her şey o kadar değişti ki. Akşam saatinde dışarı çıkamaz olduk. Acaba biri peşime takılır mı acaba bi sıkıntı yaşatır mı gibi onlarca korku. Bu korkuların altında ezilmek zorunda mıyız? Bu korkumuzun tek sebebinin cinsiyetimiz olması ne kadar da üzücü bir durum. Cinsiyetimiz yüzünden sustuğumuz konuşmaktan kaçtığımız başka bir konuya daha gelelim. Bazen yeni bir insanla tanışıyorsunuz. Size bebek gibi davranıyor ve aşırı iyi olduğunu düşünüyorsunuz fakat aslında içindeki canavardan habersizsiniz. Bu canavar anca damarlarına basıldığında ortaya çıkan bir ikinci yüz sanki. Bir gün ettiğiniz lafın bedeli bu canavarı görmek oluyor. Ve sessiz kalıyorsunuz. Ben kalmam onu yaparım bunu yaparım demeyin. Yaşadığınızda anlıyorsunuz ki aslında hiçbir şey laftaki gibi olmuyor. Kabul edelim haklarımız tabiki de eşit ama bir erkek gücüyle kadın gücünü eşit göremezsiniz. Fizyolojik açıdan imkansız. Tam olarak fiziksel bi olayla ya da bi sıkıntıyla baş başa kalmamak için göz yumu...

elalem ne der?

Yıl olmuş 2024 ama biz hâlâ istediğimiz insan olamıyoruz. Gerçekten olmak istediğimiz kişi gibi davranamıyoruz. Yeni bir ortama giriyoruz ve tek düşündüğümüz bizim hakkımızda ne düşünecekleri oluyor. Yargılanmaktan ve onaylanmamaktan çok korkuyoruz. Onaylanma isteğinden küçük yaşlardan beri kurtulamıyoruz. Bu istek öncelikle ailemizde başlıyor. İyi bir evlat olmak. Kime göre ya da neye göre? Ya da ailemizin istemediği şeyleri yapmak onlara benzemiyor olmak bizi kötü bir evlat mı yapar? Bu düşünce yapısıyla çocukluğumuz geçiyor. Ve gerçekten yapmak istediğimiz şeyleri ailemizden gizli korkularla yapmaya başlıyoruz. Bu süreç sonucunda her şey düzelicek sanarken okulun bize dayattığı profille karşılaşıyoruz. Fark etmesek bile çoğunluk ne yaparsa ona uymaya çalışıyoruz. Bazen bize uymayan şeyleri çok seviyormuş ve o konuyla ilgileniyormuşuz gibi yapıyoruz. Çünkü eğer onlara benzersek ideal bir insan profili çizeriz. Ya da onlar bizi sever. Aslında bu bir doğru değil. Neyi sevdiğimiz ya da ...

aşkın fazlası zehir

Okuduğum bir yazıda insanların hayatları boyunca sadece 3 kez aşık olabilecekleri yazardı. Bunlardan birincisi ilk aşkımız. İlk aşklar unutulmaz lafı gerçekten o kadar doğru ki. İlk aşık olduğumuz insan aslında bizi hayatta belli bir noktaya getiren insan oluyor. O ilk heyecanlar, huzur ve güvende hissettiğiniz o güzel zamanlar ne kadar zaman geçerse geçsin ve şartlar ne olursa olsun bu insanın yardımına koşuyorsunuz. Yapmam demeyin yapıcaksınız.Çünkü size aşkı öğreten oydu. Ve hayatınızın bütün zamanlarında aşk konusu gectiğinde aklınıza ilk gelecek kişi de o olacak. İlk aşkınızın kıymetini bilin ancak hayatınızın tamamında sizinle kalmayacağı düsüncesine de alışın. Ne kadar güzel geçse ve o heyecanı yaşasanız bile hayat sizi bambaşka köşelere fırlatıveriyor. Bazen koşullar, çevre, aile ve sorumluluklar bunun sebebi olabiliyor. Bu nedenler aranıza mesafeler bazen de insanlar sokabiliyor. Yaşınız ilerliyor. Olmam diyorsunuz ve en olmayacak en kötü olduğunuz anda hayatınıza başka biri g...

zaaflarımız

 İlk yazımda aslında herkesin hayatında çok etkisi olan bir şeyden bahsetmek istiyorum. Zaaflar, zaaflarımız. Aslında zaafımız olan şey bazen bir insan bazen bir konu bazen de bambaşka bir şey olabilir. Ama zaaflar konusunda değişmeyecek tek şey herkesin zaafları olduğudur. Hepimiz hayatımızın belli dönemlerinde belli şeyleri hayatımızın merkezi yapıyoruz.Ve bu hayatımızın merkezine koyduğumuz şeyler bütün hayatımızı yönetiyor. Ne kadar da garip aslında tüm yaptıklarımızın belli birkaç şeye bağlı kalması. Bazen bu kişilere ya da olaylara o kadar bağlanıyoruz ki farkında olmadan kendimizden uzaklaşıyoruz.Kendi olmak istediğimiz insan değil karşı tarafı mutlu edebileceğimiz insan olmaya çalışıyoruz. Ve bu durumun farkına çevremiz bizi uyarsa bile varamıyoruz. Bu tarz durumları fark etmek için zaaflarımızdan kurtulmamız gerekiyor sanırım. Gözü kör olmak derler ya aynen o hâle dönüşüyoruz. Kendim bu durumu bütün hatalarına göz yumduğum bir ilişkimde çok net bir şekilde yaşamıştım ve as...